“Ah ah! Gönlüm çilem, aşkım, kederim, acım, gönlüm!
Sustukça hoş geçimlim, dile geldikçe parlayan alevim.
Kopup saçılan gerdanlığında soylu nedimelerini savrulan incileri yere inen hüzünlerim.
Aramadan bulduğum yola koyulmuş göçüm.
Bir türlü kavuşamadığım, kavuşmaya doyamadığım.
Dışında olamadığım, içinden çıkamadığım.
Gecelerin hâkimi, gözyaşlarımın pınarı efendim.
Tozunu yıkama- ya erişemediğim, pasını silemediğim.
Karanlığım, güneşim.
Gönlüm, aziz dostum!
Nerelerdesin, ya dön artık yurduna ya da iki satır yaz bize… Kim gücendirdi senin o nazendeyüreğini, hangi kem söz, hangi sinsi nazar seni benden kopardı ey Şems.
Varım yoğum sensin.
Sen de yoksan ben bir hiçim bilmez misin?
Kavline mestan olan Mevlana’ya ayrılığı hediye etme.
Etme Şems.
Seninleöyle doluyum ki, kafatasım çatlayacaktı. Damarlarımda akan kan, sendin. Göğüs boşluğumdaki kalp senin kalbindi. Damarlarım çatlayacak, göğsüm yarılacaktı. Seni teneffüs ediyordum, hicran kanatları beni gökten yere indirdi. Oysa seninle kanat çırpıyorduk. Sensiz her geceyi hummalı yaşadım, belki humma daha güzeldi. Ne belkisi? Ama uzviyet ne kadar dayanabilir ki bu gerginliğe? Aşka teşekkür borçluyum. Ben o hummanın içinde erimek istiyorum. O alevin içinde yanmak, kül olmak biricik muradım. Kül olmak, ışık olmak, efsane olmak.
Ben senim, sen de bensin. Aynı kokuları, aynı heyecanları, aynı acıları yaşıyoruz.
Cennete araftan girilir. Mecdelli Meryem, İsa’nın yaralı ayaklarını gözyaşlarıyla yıkadı ve saçlarıyla kuruladı. Gelsen de yılların yorgunluğuna düçar, yolların dikenlerine bizar ayaklarını yıkayan olsam ey Sertaçım.
Ey Şems’im! Senin hasretin yanında Selahaddin Zerubumun gözyaşları, içimdeki ateşi bir nebze dahisöndüremiyor. İlla sen. Ancak sen. Ah bir gelsen. Meccanen bir deli gibi yollara düşsem, yalvarsam, ağlasam, çatlasam göklerin sidresine namzet. Sanemler devşirsem şahikalardan, sırf senin için uçurumlaryutsam, fasıl fasıl anlatsam yürek sancımı ve ağlasam. Çatlarcasına ağlasam. Gururum halvethane olmuşdesem, hece yok desem. Yollarında üryan olan gözlerimde çiseler umut umut dökülüyor desem. Yinede gelmez misin Şems’im!”
Mevlana.
Merih Tan
TEREF